Ömer Hekim Anısına Yeni Binamız

Batı mahallesi aile hekimliği olarak bina sıkıntısı nedeniyle hastalarımıza uygun koşullarda hizmet verememenin sıkıntısı içindeydik. Geçici çözümler  biz hekimlerin tıbbi donanımını hastalarımıza sunmamıza engel oluyordu. Hastalarımız bu sıkışık ortamda hizmet almaya çalışıyordu.

İmdadımıza; aramızdan amansız bir hastalık neticesi 8 Nisan 2008 ‘de ayrılan bir güzel çocuk yetişti..

Kısacık hayatına, kocaman gönlünden kopan hayırları sığdıran Ömer’in adı “Pendik Ömer Hekim Aile Sağlığı Merkezi “olarak yaşamaya devam edecek.  Kurumdan hizmet alan her yaş grubundan binlerce insanın sıkıntısına çare bulan iş adamı Hekim Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sn Öner Hekim evladının adını hayır dualarında yaşatmak üzere, Pendik Belediye Başkanlığının büyük emek ve özen ile projelendirdiği bu güzel eseri sahiplenmiştir.. Pendik Belediye Başkanı Dr Kenan Şahin’in her aşamasında bizzat ilgilendiği görselliği ile de dikkat çeken bu bina yerel yönetim ve hayırsever iş adamı işbirliğinin en güzel örneği olacaktır.

Aile sağlığı merkezinin ekibi olarak sevgili Ömer’in adını ona yaraşır şekilde yaşatacağız.

Aramızdan bir bahar günü ayrılmıştı; yine bir bahar günü kurumumuz Ömer Hekim Aile Sağlığı Merkezi binasında hizmet vermeye başlayacak; kapısından adım atan herkesi gülen gözleriyle karşılayacak.

Bilimsel araştırmalar, milyonlarca insana yazılan depresyon ilaçlarının faydadan çok zarar getirdiği sonucuna vardı.

depresif-1024x681Yalnız Türkiye’de değil, bütün dünyada da ‘yapay mutluluk sağlayan ilaçlar’ olarak tanımlanan antidepresanların kullanımı patlak vermiş durumda.. Türkiye’de 2014’te 8 milyon kişinin antidepresan kullandığı açıklandı.

Sıradan kaygıların, hayatın akışında var olan huzursuzlukların, endişelerin ‘depresyon’ olarak tanımlandığı bir süreçten geçiyoruz. İnsanların günlük yaşamın sıkıntıları sonucu kendini keyifsiz;  motivasyonsuz hissetmesinden doğal ne olabilir. . 20 yaşındaki bir gencin sorunlarının olması, depresyonda olduğu anlamına gelmiyor. Etken ortadan kalktığında kişinin huzursuz hali de ortadan kalkacaktır. Bu insanların hayat mücadelesini bırakıp, kolaya kaçmak istemeleri antidepresan kullanımını inanılmaz boyutlara ulaştırmıştır.

Oysa antidepresanlar moral düzeltmek için değil; tedavi etmek amacıyla doğru tanıyla kullanmalıdır.

 

Büyükşehirde  yaşamının getirdiği koşuşturma kişileri yalnızlaştırmakta; problemlerini paylaşacak “dert ortağı” bulamayan kişiler çareyi antidepresanlarda aramaktadır. Depresyonun en önemli nedenlerinden biri ise yoksulluk. Kadının toplumda hakettiği  yeri alamadığı  az gelişmiş toplumlarda, kadınların depresyon oranı oldukça yüksek oranlarda görülmekte.

Antidepresan-Hapları-HangileridirAntidepresan kullanımının artmasındaki en büyük nedenlerden biri sağlık birimlerine ve doktorlara erişim kolaylığının artması.    İnsanların hayat mücadelesini bırakıp, kolaya kaçmak istemelerinden dolayı antidepresanlardan medet umma isteği artıyor. Depresyon artışının da her şeyden önce ekonomik boyutu var. Büyükşehirlerde yaşamak , giderlerin artışına ve insanlarda duygu durum bozukluğuna neden oluyor.  Bu da antidepresan kullanımını artırıyor. Bazen depresyonu gidermek için değil, moral düzeltmek için bile antidepresan yazılıyor. İnsanlar dost ve akraba önerisiyle ilaç kullanıyor.

Antidepresan kullanmak ciddi bir karardır. Doktorunuz bunu gerekli görmeden, kendi kendinize, bu karara varmamalı ve böyle ciddi bir tedaviye ancak gerçekten gerek duyuyorsanız ve doktorunuzun onayını alıyorsanız başlamalısınız.

Psikofarmakoloji Derneği’nin düzenlediği “Uluslararası Katılımlı 4. Ulusal Psikofarmakoloji Kongresi” ne katılan Yale Üniversitesi’nden Prof. Dr. Irving Kirsh, antidepresanlarla ilgili çok önemli uyarılarda bulundu. Antidepresanların büyük kısmının depresyon tedavisinde hiçbir işe yaramadığını olduğunu savunan Kirsh, yan etkilerinin ise korkunç olduğunu söyledi. Antidepresanların 24 yaş altı kişilerde intiharı tetiklediğini kaydeden Prof. Dr. Kirsh, ilaç firmalarının araştırma sonuçlarını sakladığını öne sürdü.

Antidepresanları kullanan çoğu insanla kullanmayanlar arasında hiçbir fark olmadığını anlatan Kirsh, yan etkilerinin ise çok ciddi olduğunu ifade etti. Kirsh, “Antidepresanlar  cinsel bozukluklara neden olur. İlaçlar kesildikten sonra hastalığın nüksetme riski çok yüksektir. Hamileler kullanırsa, bebeklerde otizm riski artar” dedi.

İlaç firmalarınınileri-yasta-egzersiz-omru-bes-yil-uzatiyor-45155 antidepresanlar konusunda ikiyüzlü bir tavır sergilediğini kaydeden Kirsh, şunları söyledi: ” Depresyon teşhisi konan kişiler mutlaka yardım almalı. Alınan yardım ise ilaç yerine fiziksel egzersiz, meditasyon tarzı şeyler olmalı. Antidepresanlar son çaredir, uzak durulmalıdır. Benim önerim; antidepresan kullanmak yerine haftada 3 gün egzersiz yapın.”

GRİP (İNFLUENZA) VE AŞISI

5aa9902fb4137c55d3ccGrip, influenza virüsünün  solunum yollarına yerleşip, burada çoğalarak neden olduğu, hastanın hapşırması ya da öksürmesi sonucu başkalarına geçen, bulaşıcı bir hastalıktır. Virüs, vücuda alındıktan 1-2 gün sonra hastalık belirtileri görülmeye başlar. Yerleştiği yerde çoğalmaya başlar ve bütün vücudu etkiler.

Her sene salgınlar yaparak bir çok insanın ölümüne bile yol açabilen ciddi bir hastalıktır. Çok kolay ve hızlı bulaşan bir enfeksiyondur. Kişi hapşırdığında ya da öksürdüğünde virüs su damlacıkları halinde havada yayılır. Aynı ortamda bulunan kişilerin bu havayı solumasıyla virüs burundan solunum yollarına girer ve buraya yerleşir.

Virüs, vücuda girdikten yaklaşık 2 gün sonra belirtileri ortaya çıkar. Kişi, aşırı derecede halsizdir. Grip geçtikten sonra bile bir kaç hafta bu halsizlik  devam eder. Ateş yükselmiştir ve titreme görülür. Bunlara baş ve karın ağrısı eşlik etmektedir.  Kuru bir öksürük görülür. Bunların dışında, eklem ve boğaz ağrıları, iştahsızlık, burun akıntısı, hapşırma   görülebilir. Çocuklarda bu duruma kusma  ve ishal eşlik edebilir. Bu belirtiler görülmeye başlandıktan yaklaşık 7-8 gün sonra azalır ve ortadan kalkar.

Sağlıklı kişilerde, 7-10 gün içinde hastalık iyileşir; fakat bağışıklık sistemi zayıf ya da hasta olanlarda çok tehlikelidir; gribe bağlı zatüre, kalp krizi, felç ve ölümler görülebilmektedir.

Grip tedavisinde, virüsün neden olduğu bulguları ortadan kaldırmaya yönelik tedavi uygulanır. Hastalığı kişinin bağışıklık sistemi yenecektir. Hastalık, 1 hafta sonra geçmeye başlar. Bu zaman içinde, beslenmeye biraz daha fazla dikkat etmek gerekir. Grip hastalarının mutlaka dinlenmeleri gerekir. Bol sulu besinlerle beslenmek iyileşmeyi hızlandırır. Bulaşıcı bir hastalık olduğundan evde istirahat çok gereklidir.

Toplumda antibiyotik kullanımının gribi iyileştirdiği gibi yanlış bir düşünce vardır.  Antibiyotikler virüse etki etmezler. Aksine sıklıkla antibiyotik kullanmak, bakterilerin direnç kazanmasına neden olur.

Grip aşısı, bir önceki yıl dünyada gribal  enfeksiyona yol açmış olan İnfluenza virüslerini içeren bir aşıdır. Aşı, her yıl değişmektedir. Yılda bir kez yapılır. Doz, yaşa göre belirlenir. Koruyuculuğu {5499620f3fbd7e92010b6494cc6608e8aeae1f78e132225031bc9fe180ffa746}70-85 arasında bildirilmektedir. Gribin hastalık belirtilerini bütünüyle önleyemese de  hafif geçirilmesini sağladığı belirtilmektedir.  Koruyuculuğu kişinin  aşıya karşı bağışıklık oluşturabilme yeteneğiyle ilişkilidir.

 

Grip aşısı ne zamanlar uygulanmalıdır?

Sonbahar aylarında, en iyisi Eylül-Ekim aylarında, en geç de Kasım ayında yapılmalıdır. Bağışıklık, aşılamadan iki hafta sonra başlar, iki ayda pik yapar ve yaklaşık bir yıl sürer.

 

Grip aşısının yan etkileri var mıdır?

Aşı yerinde ağrı, sertlik, şişlik, morarma ve kızarma yapabilir. Bu tür yan etkilere kolonyalı pamuk ile kompres uygulamak yeterlidir.

Aşıyı takip eden ilk günler içinde ateş, yaygın ağrılar, yorgunluk, terleme daha ciddi yan etkilerdir. Birkaç gün içerisinde kendiliğinden düzelir. Gerekirse ağrı kesici kullanılır. Bazı duyarlı kişilerde ise şiddetli gribe benzer tablo veya aşırı duyarlılık oluşabilir, bu hastalara  bir daha aşı yapılmaz.

 

Kimler grip aşısı olmalıdır?grip_asisi_erkeklerde_daha_az_etkili_h1906

65 yaş üzerinde olanlar, kronik hastalığı olanlar ( özellikle diyabet, yüksek tansiyon, kalp yetmezliği),  bağışıklık sistemi zayıf kişiler, Sağlık alanında çalışan doktor, hemşire ve sağlık personeli, huzurevinde kalanlar grip aşısı olmalıdırlar.

 

Kimlere grip aşısı yapılmaz?

Yumurta alerjisi olanlar,Aşıya karşı alerjisi olanlar, Ateşli hastalık geçirmekte olanlar, 4 ayın altındaki hamileler, 6 ayın altındaki bebekler, Önceki aşılarından sonra grip tablosu yaşayanlara aşı yapılmaz.

­Grip Aşısının 65 Yaşın Üzerindekilerde Yeterince Etkin Olmadığı bilinmektedir.

Çünkü 65 yaşın üzerinde bağışıklık sisteminin yanıtı çok yavaş oluşmaktadır. Ancak bu yaşta oluşacak gribal enfeksiyonlar daha ağır komplikasyonlara sebep olmaktadır.  Ve aşının bu kişilerde ciddi bir koruma sağladığı gösterilmiştir.

 

Gribe karşı korunma nasıl olmalıdır?

  • Ellerinizi sabunla yoğun biçimde yıkamalıyız.
  • Gözlerinize, burnunuza ve ağızımıza çok fazla ellerimizle dokunmamalıyız.
  • Gribal enfeksiyonun salgın olduğu dönemlerde kalabalıkların içinde bulunmaktan kaçınmalıyız
  • Öksürürken veya hapşırırken mutlaka ağız ve burnumuzu bir mendil ile kapatmalıyız.

 

Gribe yakalanıldığında neler yapılmalıdırgrip_cocuk?

  • Gribe yakalanmış bir kişi salgınların önüne geçmek için  işine ve okuluna gitmemelidir.
  • Bol miktarda sıvı gıda alınmalı,  Alkol ve sigara kullanılmamalıdır.
  • Çok şiddetli eklem ağrıları ve kas ağrıları ,ateş varsa içinde aseteminofen , parasetamal, ibubrufen ihtiva eden ilaçları kullanılabilir.